MATEMATİK
VE 19
MATEMATİK; Yeni
bilgilerin elde edilmesi, elde edilen bilgilerin açıklanması, denetlenmesi ve
sonraki kuşaklara aktarılmasında yer ve zamana bağlı olmayan güvenilir bir
araçtır. Aynı zamanda bir düşünce biçimi ve evrensel bir dildir.
Eski Yunanca’da ‘’ben
bilirim’’ anlamındaki ‘’MATESİS’’ kelimesinden, sonra da ‘’Bilim, Bilgi, ve Öğrenme’’anlamına
gelen ‘’MATHEMA’’ sözcüğünden türemiştir.
Matematik; hayatın ta
kendisidir. Terzilikten Halıcılığa, Haritacılıktan Mühendisliğe, Mimariden DNA’mıza kadar her şey Matematiksel bir düzen
içindedir.
Yine; ‘’Pİ’’ sayısı ve ‘’ALTIN ORAN’’ da matematiksel mûcizeler
içerir. Tabiat da pek çok eser, insan da dahil Altın Oran’ın mührünü taşır. Örn: Ayasofya ve
KABE Altın Oran’a uygun inşa edilmiştir. Modern Fizikçi, İtalyan bilim
adamı Galileo Galilei; ‘’Tabiat
Matematik dilinde yazılmıştır’’ der.
19 DA MATEMATİKSEL
BİR SAYIDIR VE İNCELENDİĞİNDE DİKKAT ÇEKİCİ SIRLAR İÇERİR.
19’u özel ve sırlı
kılan en önemli sebep, Kur’an’da geçen tek matematiksel sayı olmasıdır. Kur’an’ı
Kerîm’in 74. Âyeti olan Müddessir(Gizlenen) sûresi 56 âyettir ve 30. Âyeti; ‘’ÜZERİNDE
19 VARDIR’’ diye devam eder. Bu sûrenin ilk iki âyeti;
1.Ey gizlenen 2.Kalk ve uyar
19 harftir ve sayısal
değeri; 1974’dür. 1974 neye işaret eder?;
19 rakkamı ile Müddessir sûresinin sırası olan 74 yan yana
getirildiğinde bu rakkam ortaya çıkar. Ayrıca; Kur’an’ın ‘’19’’ kodu ile
yazıldığının ortaya çıkması da 1974 yılında olmuştur. Peki Kur’an-ı Kerîm neden
başka bir sayı ile değil de özellikle 19
rakkamı seçilerek yazılmıştır?. Çünkü; 19 ‘’ASAL’’ BİR SAYIDIR ve SADECE
KENDİSİYLE VE 1 İLE BÖLÜNEBİLİR. (Güvenlik şifreleri oluşturulurken
ASAL sayıların kullanılması, bankaların, istihbarat örgütlerinin de tercihidir)
Yine mûcizevî bir
şekilde Allah’ın ‘’VAHİD’’(Bir) isminin ebced değeri de 19’dur. Daha da
şaşırtıcı olan ‘’BESMELE’’deki harflerin sayısı da ‘’19’’dur.
Kur’an’da ‘’114’’
sûre vardır. Her sûre ‘’Besmele’’ ile başladığından, Kur’an’daki Besmele
sayısının da ‘’114’’ olması gerekir. Ancak; Kur’an’da, sûre başındaki
‘’BESMELE’’ sayısı 113’dür. Çünkü TEVBE sûresinin başında ‘’BESMELE’’ yoktur(?).
114 sayısı ‘’19’’ sayısının katları iken, 113 sayısı ‘’19’’ sayısının tam katı
değildir. Ancak TEVBE sûresinin başında olmayan ‘’BESMELE’’, NEML sûresinin 30.
Âyetinde ‘’Mektup Süleyman’dandır ve Bismillahirrahmanirrahim diye
başlamaktadır’’ ifadesi ile 114’e tamamlanmıştır. Ayrıca ‘’114’’ rakkamı
Allah’ın ‘’CAMİ’’ (herşeyi CEM eden) isminin ebced değeridir. (Kur’an araştırma
grubu- 19 mûcizesi)
‘’19’’ rakkamının
izleri Kur’an’ın neredeyse bütün âyet ve sûrelerinde kendini gösterir. ‘’19’’ asal
bir sayı olmasına rağmen her yere adeta mührünü vurmuştur. Kur’an; matematiksel
mûcizelerle doludur. Çünkü; Allah kelâmıdır, Kâinat kitabıdır ve olmuş, olmakta
olan ve olacak tüm zamanı kapsar. Bu
matematiksel sırlar EBCED, CİFR İLMİ bilgisi sahibi çok özel kimseler
tarafından bilinir ancak bunlar kader sırrına girdiği için ‘’bilen söylemez,
söyleyen bilmez’’. Her kelime, sûre ve âyet bir SIR içerir. Anlayabilene
İŞARET’ler verir.
Örn: MUHAMMED, KALB, İSLÂM ve ALLAH ALLAH kelimelerinin her birinin ebced/matematik
değeri 132’dir. RAHMANİ NEFES VE ÂDEM kelimelerinin ebced değeri 45’dir. 45,
AYNA’daki yansıması 54 ile toplandığında ortaya çıkan 45+54= 99 Esma-i
Hüsna’nın sayısıdır. ALLAH ile ÂDEM+HAVVA isminin ebced değeri 66’dır. (Kutsal
sırlar Syf. 48-49)
Ayrıca; Erkek ve
Kadın kelimesi Kur’an’da ‘’24’’ kere,
Dünya ve Âhiret kelimesi ‘’115’’ kere, Melek ve Şeytan kelimesi ‘’88’’ kere,
Hayat ve Ölüm kelimesi ‘’50’’ kere eşit olarak geçmektedir.
NAMAZ kelimesi ‘’5’’
kere, AY kelimesi ‘’12’’ kere, GÜN kelimesi ‘’365’’ kere geçmektedir.Yine,
Hadîd Kur’an’da 57. Sûredir. El-Hadid
isminin ebced değeri 57’dir. Sadece Hadid/Demir kelimesinin ebcedi 26’dır.
Demir’in Atom numarası da 26’dır.Örnekler çoğaltılabilir.
Yine ‘’19’’ a
dönersek; Mustafa Kemâl Atatürk’ün hayatında da ‘’19’’ rakkamı çokça vardır.
Örneğin: ATATÜRK; 19. Yüzyılın bitimine 19 yıl kala doğmuştur.
Harbiye’ye 19 yaşında girmiştir. 19 Aralık’ta Yıldız sarayına çağırılmıştır.
Harp Akademisindeki sicilinin rakamlarının toplamı 19’dur. Çanakkale savaşında
19. Fırkayı kurup, komuta etmiştir. 19 Mayıs’ta Miralây olmuş, 19 Eylül’de
rütbesini almıştır. Samsun’a 19 Mayıs 1919’da çıkmıştır. Bandırma vapurundaki
yolcu sayısı 19’dur. Mecliste, milli mücadeleye başlama tarihi 19 Kasım
1919’dur. Milletin iradesini, Meclise devretme kararını 19 Mart’ta almıştır.
‘’Mustafa Kemâl Atatürk’’ ismi 19 harften oluşmuştur. ‘’Ne Mutlu Türk’üm
diyene’’ sözü de 19 harftir. 19X2= 38 yaşında ölmüştür. Öldüğünde yaşı 19X3=
57’dir. 1919-1938 yılları arası, tam 19 yıl Türk Milletinin kaderine hakim
olmuştur.
ANCAK, 19
RAKKAMINDAKİ EN BÜYÜK SIR; İNSAN-I KÂMİL’İN SİMGESİ OLMASIDIR. NEDEN 19? ÇÜNKÜ;
İNSAN-I KÂMİL 18 ÂLEMİ(18.000) CEM EDER VE KUR’AN’LA İKİZDİR DE ONDAN.
18 ÂLEM NELERDİR?. AKL-I KÜLL,
NEFS-İ KÜLL, ARŞ, KÜRSİ, YEDİ GÖK(Zûhal, Müşteri, Merih, Güneş,
Ay, Zühre, Utarit), DÖRT UNSUR(Ateş, Hava, Su, Toprak), MADEN, BİTKİ, HAYVAN.
İNSAN-I KÂMİL KÜLLİ
OLARAK 18, CÜZZİ OLARAK 18.000 ÂLEMİ KENDİNDE TOPLAYANDIR.
İNSAN-I KÂMİL’in;
HAKİKATİNE ASLA VARILAMAZ.(Çünkü, Bir’i sadece Bir bilebilir). Ancak Osman Nuri
Küçük; Sayılar ve Rüyalar adlı kitabının 128. ve 135. Sayfalarında harika bir
açıklama yapar. Buna göre; Hakk’ın vücudu(Allah), varlığın sûreti olan
‘’İNSAN’’ ile çift hale gelmiştir. ‘’İNSAN’’ Hakk’ın ZÂT’ından ilk taayyün
sonucu zûhur eden ve tüm varlığı içmâlen kendinde barındıran ‘’NÛR-İ
MUHAMMEDİ’’ terimi yerine kullanılmıştır. Buna göre; Allah’ın(Hakk’ın)
Şehâdet(Dünya) âleminde en KÂMİL anlamdaki mazhâriyeti, İNSAN-I KÂMİL’in TAM
MAZHÂRI ve GAYE VARLIK olan HZ. MUHAMMED’de gerçekleşmiştir. Bu İNSAN-I KÂMİL
diye adlandırılan NÛR-i MUHAMMEDİ’nin Hz. Peygamber ve sonrasında onun
vekillerinde tecelli ettiğinin anlatımıdır.
AYRICA; İNSAN-I
KÂMİL’İN ‘’19’’ SAYISI İLE ANILIP, BESMELENİN DE ‘’19’’ HARF SAYISINA SAHİP
OLMASI DA ÇOK ŞAŞIRTICI DEĞİLDİR. ÇÜNKÜ BESMELE; İNSAN-I KÂMİL DİYE
ADLANDIRILAN NUR-İ MUHAMMED’İN TAM MAZHÂRI(görüldüğü yer) OLAN HZ.
MUHAMMED(sav)dir. NEDEN ?.
ÇÜNKÜ; ÂLEMDE NE
VARSA KUR’AN’DA, KUR’AN’DA NE VARSA FÂTİHA’DA, FÂTİHA’DA NE VARSA BAŞINDAKİ
BESMELE’DE, BESMELE’DE NE VARSA ‘’B’’ HARFİNDE, ‘’B’’ HARFİNDE NE VARSA
ALTINDAKİ ‘’NOKTA’’ DADIR. İLİM BİR ‘’NOKTA’’ DIR. NOKTA; MADDİ VE MANEVÎ BÜTÜN
ÂLEMLERİN VARLIK KAYNAĞI OLMASI BAKIMINDAN BÖLÜNME VE PARÇALANMA KABUL ETMEYEN
‘’MUTLAK GAYB’’DIR. HER ŞEYİN ASLI ‘’NOKTA’’DIR.
ELİF; YEDİ NOKTA’NIN(Ateş,
Hava, Su, Toprak, Maden, Bitki ve Hayvan) BİRLEŞMESİNDEN MEYDANA GELİR ve EBCED
DEĞERİ ‘’1’’DİR. ‘’ELİF’ HARF OLMAYIP, HARFLERİN
KUTBUDUR. HİÇ BİR HARF ‘’ELİF’’siz OLMAZ. BÜTÜN HARFLER ONA MUHTAÇTIR. ELİF HİÇ
BİR HARFE BİTİŞMEZ, BÜTÜN HARFLER ONA BİTİŞİR. BU NEDENLE ELİF ‘’ALLAH’’ ın
‘’ZÂT’’ına İŞARETTİR. ‘’ALLAH’’da ‘’ELİF’’ GİBİ HER ŞEYDİR VE HER ŞEYDEDİR. O
HİÇ BİR ŞEYE MUHTAÇ DEĞİLDİR, HER ŞEY ONA MUHTAÇTIR.
BESMELE’NİN BAŞINDAKİ
‘’B’’ HARFİ, ALFABENİN 2. HARFİDİR VE ‘’ELİF’’ İLE DİĞER HARFLER ARASINDA
‘’BERZAH’’tır. EBCED DEĞERİ ‘’2’’ dir. BESMELE, ALLAH’IN İSİMLERİNİN ‘’B’’
HARFİNDE VÜCUD GİYMESİDİR. BİSMİLLAH’DAN ‘’B’’ KALDIRILIRSA, İSMİLLAH(Allah’ın
isimleri) KALIR Kİ, BİSMİLLAH İLE ALLAH’ın BÜTÜN İSİMLERİNİNİN TAŞIYICISI OLAN HZ. MUHAMMED’E İŞARET EDİLİR. ‘’ELİF’’
ALLAH’IN ZÂT’I İSE, ‘’B’’ ALLAH’IN İSİM VE SIFATLARININ TAŞIYICISI HZ.
MUHAMMED’İN VÜCUDUDUR.
‘’B’’ NİN ALTINDAKİ
NOKTA İSE HZ. ALİ, YANİ İNSAN-I KÂMİL NOKTASIDIR. ‘’B’’ VÜCUD, NOKTA İSE
MÂNÂ’DIR. Hz. MUHAMMED; ‘’Ben ilmin şehriyim, Ali kapısıdır. Şehirlere
kapılarından giriniz’’ DERKEN, BANA ANCAK HAKİKAT’İ TEMSİL EDEN İNSAN-I KÂMİL
İLE ULAŞABİLİRSİNİZ DEMEKTEDİR.
KİŞİ
‘’BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM’’ DEDİĞİNDE HEM ‘’ALLAH’’I, HEM ‘’HZ. MUHAMMED’’İ,
HEM DE ‘’HZ. ALİ’’Yİ ANAR. BU İKİ SULTANI; MUHAMMED VE ALİ’Yİ AYRI GÖREN
‘’VELÂYET’’İ İDRÂK EDEMEZ. HZ. MUHAMMED; RAHMAN VE RAHİM, HZ. ALİ ‘’RAB’’(terbiye
edicilik) TECELLİSİ TAŞIR.
HZ. MUHAMMED;
ÂLEMLERE RAHMET OLARAK YARATILMIŞ OLUP KENDİSİNDE CEZA SIFATI BULUNMAMAKTADIR.
İNSAN-I KÂMİL’İN İSE KEDERİNE CEZA SIFATI KARIŞMIŞ OLABİLİR.
HZ. MUHAMMED; HZ. ALİ
İÇİN ‘’Eti etimdir, kanı kanımdır’’ diyerek ‘’B’’ ve altındaki ‘’NOKTA’’nın
aynı olduğunu vurgulamıştır. Çünkü ‘’B’’
‘’NOKTA’’sız olmaz.
NOKTA CEVHER’DİR,
ARAPÇADA ‘’SIFIR’’ GİBİ YAZILDIĞINDAN ADEM/YOKLUK SAYILIR. NOKTA, KALEMDEN
DÜŞEN(İLK AKIL) MÜREKKEBİN İLK DAMLASI OLUP ‘’RAHMET’’TİR. RAHMAN VE RAHİM, ‘’RAHMET’’TEN
TÜRER.
RAHMAN UMUMÎ’dir VE
BÜTÜN YARADILMIŞLARA, İYİYE DE KÖTÜYE DE(Haşa Allah katında kötü yoktur)RIZIK
VERENDİR.
RAHÎM İSE HUSUSÎ’dir
VE RAHMETİ, MERHAMETİ SINIRSIZ OLAN, AZARLAMADAN, İNTİKAM ALMADAN KORUYAN,
AFFEDENDİR.
HZ. PEYGAMBER; NASIL
Kİ MÂNÂ İLE MADDE, GAYB İLE DÜNYA ARASINDA ‘’BERZAH’’SA, ‘’B’’ HARFİ DE ALLAHIN
KELÂMI OLAN KUR’AN VE KUL ARASINDA
‘’BERZAH’’TIR(Perde,Hicap).
ÇÜNKÜ; SEMAVİ
DİNLERİN KİTAPLARININ HEPSİ ‘’B’’ İLE BAŞLAR. KUR’AN BESMELE İLE, MESNEVÎ
BİŞNEV/DİNLE İLE, CELCELUTİYE BEDE’TÜ İLE BAŞLAR. BAŞINDA BESMELE OLMAYAN TÖVBE
SÛRESİ DE ‘’B’’ HARFİ İLE BAŞLAR.
TEVBE sûresinin
başında BESMELE’nin olmamasını, İbn. Arabi Hz.leri şöyle açıklar; TEVBE dönmek demektir ve hiç şüphesiz Hak Tealâ her
hangi bir şeyi bağışladığı zaman, ondan geriye dönmez ve o şeyi yokluğa
göndermez. Beraat/Tevbe'nin Rahmet'i ortaya çıktığında(BESMELE), ehlinin yüz çevirmesi, Rahmet'in kendilerinden kaldırılmasını hükmetti. Böylece melek durmuş ve Besmele'yi nereye koyacağını bilememiş. Çünkü beşer toplumlarından her ümmet, Rahmet'ini kendi Peygamberine inanmakla almıştır. Bu bağlamda Allah şöyle buyurdu: ‘’Bu Besmeleyi
Süleyman’a iman eden hayvanlara veriniz, Onlar sadece kendi Peygamberlerine inanmakla sorumludur.’’. O hayvanlar Süleyman’ın kadrini,
kıymetini bilip ona iman edince, kendilerine insanî Rahmet'ten pay verildi. Bu
insanî pay, müşriklerin elinden çekip alınan ‘’Bismillâhirrahmanirrahim’’dir. Fütühat-ı Mekkiye-1 Syf. 223-224
BESMELENİN ANLATTIĞI ÂDEM’DİR. ALLAH ÂDEM’E İSMİNİ
SORMUŞ; ÂDEM DE, ‘’Ya Rab’bi unutturuldum, sen neyi bilirsen, ben onu
bilebilirim’’ DEMİŞTİR. İŞTE BESMELENİN
SIR’RI BURADADIR. BİR KİMSE MEVLÂ’NIN GÜZEL VE LÂTİF İSMİ ANILDIKTAN SONRA
KENDİNİ UNUTUYORSA, O İŞİ BİZZAT HAKK TEALÂ YAPAR.
KUL ‘’BİSMİLLÂH’’
DEDİĞİNDE BESMELE, VAROLUŞ İÇİNDE VARLIK MAKAMI OLMAKTADIR Kİ, BU CENAB-I HAKK
İÇİN ‘’KÜN’’ OL EMRİ MAKAMI DEMEKTİR. (Cili Hz. Besmelenin şerhi)
İbn. Arabi Hz.
‘’BESMELE’’ ile ‘’Hacer-ül Esved’’ arasında da bir bağ kurar. Şöyle ki; ‘’İHLÂS
SÛRESİ, tıpkı beş direk üzerinde yükselen, üzerinde çatısı bulunan, etrafı
duvarlarla çevrili, açık kapısı olmadığı için hiç kimsenin hiçbir şekilde içeri
giremediği bir ev gibidir. Ama evin dışında, duvarına yapışık bir direk
bulunmaktadır. Keşif ehli kimseler bu direği mesh ederler, tıpkı yüce Allah’ın,
Kâbe’nin dışına, sağ tarafına koyup duvarına eklediği HACER-ÜL ESVED’in
meshedilmesi gibi. Beyt’ten maksat İHLÂS SÛRESİ’dir. Beş direği ise, sûrenin
beş ayetidir. Altıncı direk olan HACER-ÜL ESVED’de, sûrenin başındaki
‘’BESMELE’’dir.
İHLÂS SÛRESİ; Sadece
TENZİH isimlerini ihtiva etmesi nedeniyle bu isimlerle ahlaklanmak imkânsızdır.
Bunlar; HÜVE, ALLAH, AHAD, ALLAH, SAMED. BESMELE SÜTUNUNA GELİNCE; O MESHEDİLİR
VE DIŞ YÜZÜ İDRÂK EDİLİR(Rahman ve Rahim). AMA BEYT’İN İÇİNDE KALAN YÜZÜ OLAN
‘’BİSMİLLAH’’ İLE AHLÂKLANMAK MÜMKÜN DEĞİLDİR. ÇÜNKÜ; KULLUK ULUHİYETLE(Allah ile)
AHLÂKLANAMAZ (O’nun sıfatlarını giyinemez).(Kutsal sırlar Syf.38-40)
Pİ SAYISI( ): Bir dairenin çevresinin çapına
bölünmesiyle ortaya çıkar ve her seferinde 3,14.... değerini verir. 3,14....
ile başlayıp çıkan sonuç; sonsuza kadar tekrar olmaksızın devam eder ve çıkan ondalık sayılar arasında her sayı
bulunur. Bu sayı içinde doğum tarihimizden sosyal güvenlik numaramıza, dolap
kilidimizin kombinasyonuna kadar her şey vardır. Bu ondalıklar harfe
dönüştürüldüğünde var olmuş tüm sözcükler elde edilebir. Burada tüm hayat
hikayemiz, yaptığımız her şey kayıt altındadır. Bu güne kadar elde edilen en
uzun Pİ sayısı 206.158.430.000 basamaklıdır.
ALTIN ORAN( O ):
Bu sistem, dünyanın ve kâinatın hemen hemen her yerinde olan ve bulunan
matematik ve sanatta, bütün parçalar arasında gözlemlenen, içerisinde uyum
açısından en etkin boyutları veren bir orandır. Bu oranın sayı değeri 1.618’i
işaret eder. İnsan bedeninde, insan kafasında, çam kozalağı, papatya çiçeği,
Mona Lisa tablosunda, tavşan, deniz kabuğu v.b. Neredeyse kâinatta bulunan her
şeyde ALTIN ORAN vardır.
Ebced hesabı nasıl yapılır:1
Elif(Allah), 11 Hüve-O(5+6), 111 Orta Kutub(100+9+2), 1111 Hilfat-Ravza(Cennet)
(200+6+900+5) kelimelerinin ebced değeridir. Her şey Elif(1’in) yansımasından
ibarettir. Tüm arap harflerinin ebced değerleri 1’den(Elif), 1000’e(Gayn) kadardır.
Gayn en yüksek rakkam olarak Hz. Mûhammed’i
gösterir. 1111 sayısı da bu gün Hz. Peygamberin mübârek kabrinin bulunduğu
RAVZA’nın ebced değeridir. Aynı zamanda dört külli mertebenin de kutupluğuna
delâlettir(Lâhut, Cebârut, Melâkut, Mülk).
Ez-Zâhir=1106 +5(Ez-Zâhir ismi
varlık mertebelerinin 5.sidir)= 1111 HİLFAT (Hz. Peygamber’in zûhurudur).
Allah
Hayretimizi arttırsın. AMİN.