1 Eylül 2011 Perşembe

ALLAH YOLU



İlim bir noktadır. Noktaların birleşmesi ile ELİF, Elif’in sağa, sola tenezzülü ile diğer harfler meydana gelmiştir.
ELİF harlerin kutbudur ve hiçbir harfe bitişmez. ‘’O’’ hiçbir harfe muhtaç olmayıp, her harf var olabilmek için  ‘’O’’ na muhtaçtır. Bu yönüyle ELİF , ‘’BİR’’ e benzer.
Bütün harfler ve sayılar çoğalabilmek için ‘’O’’na muhtaçtır.

ELİF  BATINî (iç) ANLAMIYLA  ‘’ZAT’’ ı İFADE EDER.

Ayrıca noktaların birleşmesinden çizgi, çizgilerin birleşmesinden yüzey(Hat), iki yüzeyin birleşmesinden ise cisim oluşur. Her cisim de ZAT’ın isim ve sıfatlarının suretidir. Kainatta her varlık Allah’ın  vücut giymiş isim ve sıfatlarının tezahürüdür.
Allah’ın isimlerinin yan yana gelmesi ile ALLAH YOLU ortaya çıkar.

‘’KUŞKUSUZ ALLAH, KENDİ YOLUNDA KURŞUNLA KAYNAMIŞ BİNALAR GİBİ SAF
BAĞLAYARAK SAVAŞANLARI SEVER’’ (Saff Suresi-4)

Allah yolunun ortaya çıkması için Cemaat halinde namaz kılanların birbirlerine sıkı sıkıya tutunması, aralıksız bir hat saf oluşturması gerekir. Peygamberimiz; ‘’Namazlarda safları sıklaştırın ve düzgün tutun’’ demiştir.
Böyle bir durum çokluk olmasını gerektirir. Bu da Cenab-ı Allah’ın ‘’Esmaü’l-Hüsna’’ sının, yani güzel isimlerinin birbirlerine sıkı sıkıya tutunması demektir.
HAYY (Diri) sıfatı, ALİM(her şeyi bilen) sıfatı ile içiçe bulunur.İkisinin arasında bir boşluk kalmaz. ALİM sıfatının yanında MÜRİD(isteyen) sıfatı, KÂİL (söyleyen) sıfatı, onun yanında KADİR(Kudret sahibi), onun yanında HAKEM , MUKİT(besleyen), MUKSİT(adalet dağıtan) sıfatı, onun yanında MÜDEBBİR(yöneten), MUFASSIL(ayıran), RAZIK(rızık veren), MUHYİ(dirilten), daha pek sıfat yer alır.
Bu şekilde isim ve sıfatların yan yana dizilişiyle oluşan ‘’Yaratma yolu’’nun vücuda gelmesi için, ilâhi isimlerin saf bağlaması gerekir.

HER KİM ALLAH’IN İSİMLERİNDEN BİRİNİ REDDEDERSE, SAFLAR ARASINDA BİR
GEDİK AÇILIR VE ŞEYTAN (nefs), O BOŞLUĞA SIZAR. BÖYLECE ALLAH’IN YOLU
KAYBOLUR.

Tek başına ele alındığında insan da, kendisini hareket ettiren her şeyde bir saf oluşturur. Dolayısıyle bütün hareketlerini Allah için yapar; hareketlerinde Allah’tan başkasına yer vermez.Böylece hiç kimse onu bu hareketinden vazgeçiremez, onu yolundan geri çeviremez.Bu nedenle düşmanların gözü daima onun üstüne çevrilir.Sürekli onun hareketlerini, fiillerini, yaptığı her şeyi gözlerler. Girebileçekleri bir boşluk bulmaya çalışırlar. Allah’ın yolunu kesmek suretiyle, onunla Allah’ın arasını açmaya çalışırlar.

HER KİM ALLAH’IN BÜTÜN İSİMLERİNİ KABUL EDER, BU SIFATLARLA
SIFATLANIRSA, O, ALLAH’IN SEVDİĞİ BİRİ OLUR.

KİM ALLAH’IN SEVDİĞİ BİRİ OLURSA, KENDİSİNİ SEVEN ALLAH’IN ONA
VERECEĞİ ŞEYİ HİÇ KİMSE BİLEMEZ. ÇÜNKÜ SEVEN SEVDİĞİNE KENDİNİ
VERİR, BÜTÜNÜYLE.

TAVAF


KABE’nin etrafında yapılan  7 dairesel TAVAF, ALLAH’ın  7 ZAT ismi ile bağlantılıdır.
HAYAT- Zat’ın itibariyle yok olamazsın, hayat sahibisin.
İLİM    - Bunları idrak edebilecek bir şuurun, idrakin var. O zaman ilim sahibisin.
İRADE - Bu seyir dolayısıyle sende meydana gelen istek ve arzular yani irade var.
KUDRET-Bu istek ve arzuları ortaya çıkaracak, fiile dökecek bir kudret’in var.
KELAM- Mananı ortaya çıkaracak bir dile sahipsin.
SEMİ   -  (Duyma) Dışarıyı duyabiliyor, algılayabiliyosun.
BASAR – (Görme) Çeşitli manaları seyredebiliyorsun.
BU VASIFLAR SENDE MEVCUT.
ALLAH’ IN ZAT’I HAKKINDA BİR ŞEY BİLMİYORUZ. ALLAH’IN VASIFLARINI BİZDE
TECELLİ EDEN BU  7  VASIF SAYESİNDE İDRAK EDEBİLİYORUZ.

VEDA TAVAFI:
Hâl yolu ile Allah’a doğru Hidayet bulmaya işarettir.Bu Hidayet Hakk’ın sırrını hak
Edene emanet etmesinden ibarettir. Yüce Allah’ın sırları  HAK edene verilmek
Üzere emanet durur.
HALK KENDİ HAKKI OLAN SIRRI BULMAK İÇİN MÜCADELE HALİNDEDİR.
7 DAİRESEL TAVAF, 7 FELEĞİ MEYDANA GETİRİR.
ALLAH SENİ FELEKLERE ÖZGÜ BU DÖNÜŞ BİLGİSİNE ULAŞTIRDIĞINDA, TAVAF
EDEN SAYILIRSIN.

İZAFA TAVAFI:
İlâhi FEYZ Kemal’e erdikten sonra kesilmez. Nihayeti yoktur. Arifler hem dünya,
Hem de ahiret ile ilişkilidirler.Çünkü onlar sürekli Hakk’ın kalplerinde ve nefislerindeki
Çağrısını duyarlar. Onlar Hakk ile halden hale geçerler.
Müminlerde dünyadaki bütün davranışlarında ŞERİAT’ın kendisini çağırdığı şeye
Göre hareket ederler. Onlarda bu çağrıya göre halden hale geçerler.
ÇAĞIRAN HER ZAMAN ALLAH’TIR.
HAKİKAT YOLCULARI KAZANDIKLARI İHLASI KORUYABİLMEK İÇİN  BİLİNÇLİ
OLARAK HALK ARASINDA KENDİLERİNİ KUSURLU GÖSTERİRLER VE HAKİR
GÖRÜRLER.
BÖYLECE DE HAK’TAN KAZANDIKLARI SIRRI KORUMUŞ OLURLAR.
ÇÜNKÜ ŞÖHRET AFETTİR.



HAYIR VE ŞER



HAYIR DA ŞER DE ALLAH’TANDIR. O iyiliği de kötülüğü de irade edicidir. Fakat O hayırdan başka bir şeye razı olmaz. Razı olsaydı iyiliği emretmezdi. Bir hayrın işlenmesi konusunda emir vermek ve kötülükten men etmek için, kötülüğe meyleden bir nefsin bulunması lazımdır. Böyle bir nefsin varlığını istemek, kötülüğü
İstemek demektir. Fakat O kötülüğe razı olmaz, olsaydı iyiliği emretmezdi.
Mesela bir öğretmen ders okutmak isterse, bu öğrencinin bilgisizliğini de ister. Çünkü öğrencinin bilgisizliği olmadan öğretme olmaz. Bir şeyi istemek onun Levazımını da istemektir. Bu öğretmen öğrencinin bilgisizliğini istemez. Böyle olsaydı öğretmezdi.
Doktor mesleğini icra etmek için herkesin hastalığını ister. Ancak halkın hastalığına da razı olmaz. Olsaydı tedavi etmezdi.
Ekmekçi para kazanmak için aç insan ister ancak açlığa razı değildir. Olsaydı ekmek satmazdı.
Aynı şekilde bir ordu komutanı hünerini gösterebilmek için savaş ister, ancak savaşa razı değildir.
İnsan da bunun gibidir. Kendi nefsinde kötülük faktörünün bulunmasını Tanrı ister. İman ancak küfürden sonra mümkün olur.Bunun için küfür imanın levazımındandır.
Mesela bize BAĞIŞ, BARIŞ ve ISLAH emrediyor. Düşmanlık olmadan böyle bir emrin faydası olmaz. ‘’Malınızı Tanrı yolunda sarf ediniz’’ diyor. O bununla bize mal kazanmayı emrediyor. Bir kimse diğerine ‘’kalk namaz kıl’’ derse, o bununla abdest alması, su bulması ve namazın levazımından olan şeyleri tedarik etmesi için emir vermiş demektir.

KULUN HATA YAPMAMASI MÜMKÜN DEĞİLDİR.
HATA YAPMADAN YOKUZ DİYEMİYORUZ. VAR OLMADAN YOK OLAMIYORUZ. HATA
YAPTIĞIN ZAMAN ALLAH RIZASI İÇİN BUNDAN VAZ GEÇECEKSİN. ACZİNİ BİLECEKSİN.
ALLAH BU GAYRETİ SEVİYOR.

ALLAH’DA SONSUZ KUDRETİNİ VE AFFEDİCİLİĞİNİ GÖSTERMEK İÇİN KULLARININ
HATA YAPMASINI VE ACZ İÇİNDE, BOYNU BÜKÜK YAKARMALARINI İSTER.

ÇÜNKÜ ALLAH’IN   GAFFAR VE RAHMAN İSMİNİN KULLANILABİLMESİ BUNU
GEREKTİRİR.