SALÂT/NAMAZ:
Arapça’da SALÂT,
‘’ATEŞ’’ mânâsına gelen ‘’SALYE’’ kökünden alınmıştır. Eğri bir ağaç/odun, doğrultulmak
istendiği zaman ateşte ısıtılarak düzeltilir. İnsanda da, NEFS-İ EMMÂRE’nin
mevcûdiyetinden dolayı birtakım eğrilikler ve bozukluklar vardır, bunların da
düzeltilmesi gerekmektedir. Namaz sayesinde tecelli eden ilâhi, rabbanî azâmet
nurları, namaz kılanın nefsindeki eğrilikleri eriterek yok eder. Kul bununla
kalmayıp, aynı zamanda namaz sayesinde ‘’mânevî mîrâcı’’nı gerçekleştirir.
Hz. Peygamber şöyle
demiştir: ‘’Âdemoğlu yalan söylememen ORUÇ’tur, kötülükten uzak durman SADAKA’dır,
yaratıklardan ümir kesmen SALÂT’tır’’
NAMAZ kelimesi Farsça
olup, Arapçası SALÂT’ tır. SALÂT’ın NAMAZ
dışında mânâları da vardır:
DUA, ‘’Sen onlar için dua et’’ (Tevbe,103). SENÂ(ÖVGÜ), ‘’Muhakkak ki, Allah ve melekleri
Peygambere salât, yani senâ etmektedir’‘ (Ahzâp,56). KIRAAT, ‘’Namazda kıraatini(okuma) fazla açıktan yapma’’ (İsrâ,
110). RAHMET,’’Onlara Rablerinden
rahmetler vardır’’ (Bakara, 157)
Kur’an’ı Kerim’de
SALÂT iki şekilde ele alınır. HAKK’ın salâtı, Yaratıkların salâtı. Hakk’ın salâtı:
Hakk’ın kuluna merhameti,
Kulun salât’ı ise Hakk’ı müşâhade etmesidir.
Kulun salât’ı ise Hakk’ı müşâhade etmesidir.
SALÂT, BAŞKA HER
ÇEŞİT YÖNELİŞTEN UZAK, KUL İLE RAB’Bİ ARASINDAKİ BİR İLİŞKİ VEYA KAVUŞMADAN
İBARETTİR.
MUSALLİ; NAMAZ KILAN,
BİRİNCİDEN SONRA GELEN ANLAMINDADIR.
Bu bağlamda HAKK’da,
HALK’da musalli’dir. Fakat iki farklı yönden.
HAKK MUSALLİ’DİR.
ÇÜNKÜ HAKK’IN BİLİNMESİ, YARATIĞIN BİLİNMESİNDEN SONRADIR.
HALK MUSALLİ’DİR.
ÇÜNKÜ MERTEBESİ RAB’BİNİN MERTEBESİNDEN SONRA GELİR.
NAMAZ TEVHİD’DEN
SONRA GELEN EN ÜSTÜN İBADETTİR.
Her namaz, bir önceki
namaza kadar işlediğimiz günahları siler.
Namazı beklediği süre içinde insan namazdadır.
NAMAZ KILANLARIN
REKÂT’TAN KANATLARI VARDIR. REKÂTLAR KANATLARDIR. REKÂTLARIN SAYISI, MELEKLERİN
KANATLARININ SAYISINA BENZER. ONLAR SAHİP OLDUKLARI BU KANATLARLA/REKÂTLARLA MÂNÂ
ÂLEMİNDE UÇARLAR. (Beş vakit namaz, beş mânâ âlemidir)
FARZ VE SÜNNET OLARAK
TESBİT EDİLMİŞ NAMAZLAR SEKİZ’DİR. (Beş vakit namaz, vitir namazı, Cuma namazı,
Bayram namazı, Güneş ve ay tutulmalarında kılınan Küsuf namazı, Yağmur duası
namazı, İstiare ve Cenaze namazı). İNSANIN NAMAZDA SORUMLU ORGANI DA SEKİZ
TANEDİR.(Kulak, Göz, Dil, El, Mide, Cinsel organ, Ayak ve Kalp). ALLAH’IN
İNSANDAKİ SIFAT’IDA SEKİZ TANEDİR.(Zât, Hayat, İlim, İrade, Kudret, İşitmek ve
Görmektir)
Namaz abdest denilen
temizlik ile başlar. Temizlik iki çeşittir. Biri su ile yapılan ve organları
temizlemeye yönelik olan dış temizliktir. Diğeri ise tevbe ile yapılan iç
temizliktir (Kalp temizliği/ Allah’ın ahlakı ile ahlaklanmak). Ayrıca suyun
olmadığı zamanlarda temiz toprak, taş ve kireç sıvalı duvara eller sürülerek de
teyennüm ile temizlenme yapılabilir.(Âdem topraktan, Âdemoğlu ise sudan
yaratılmıştır.Allah da namaz için yapılacak temizliğin kendisinden yaratılmış
olduğumuz su ve topraktan olmasını istemiştir)
Namazdaki yedi
hareket, insanda yedi rûhani etki yaratır. Kabe’nin dört duvarı(Ateş, Hava, Su,
Toprak) ve içindeki üç sütun(Akıl, Nefs ve Ruh), Fâtiha’nın yedi ayeti, insanın
cemâlinde zuhûr eden yedi işareti temsil eder.
Ateş; Allah’ın
Heybet ve Azâmeti, Hava; Allah’ın Kuvvet ve Kudret’i, Su;
allah’ın ilmi, Toprak ise; Allah’ın Hikmet’i demektir. (Dört unsur)
Namaz’a niyetle
başlanır. Kıyam(ayakta durmak) ikiliktir. Bir Allah var, bir de ben varım.
Rükû’da hayvani sıfatlarımızdan arınıp, secde’ye varırız. Secde iki keredir.
Birincisi GAYB’a iman (görülmeyene), ikincisi Allah’ın NÛR’unu görerek secde
etmektir. Secde YOKLUK, secde’den kalkış ise DÜNYA’ya dönüştür(Bekâ).
Hz. Peygamber; ‘’Rüku
ve secde, varlık halkasını Tanrı kapısına vurmaktır’’ der. Kim o kapının
halkasını döverse elbette ona devlet baş gösterir(Allah cemâlini gösterir).
Hz. Şiblî bir gün
namaza duruyor. Bir bakıyor ki, ibadet eden ve edilen, kul ve HAKK hep bir
olmuş. Eğer namaz kılarsa münkir ve Münâfık olacak, kılmazsa da KÂFİR olacak.
İbn. Arabi Hz. ise bu durumu; ‘’Abd(Kul) Rab’dır, Rab abd’dır(kul), öyleyse
mükellef kimdir, bilemiyorum’’ diyerek izah eder. Böyle bir durumda kul HAYRET’te
kalır ki, bu durum vicdâni’dir.
Namaz tek bir FÂTİHA
ile dahi kılınabilir. Fâtiha hem MEKKE’de, hem de MEDİNE’de nâzil olmuştur
(tekrarlanan yedi). Yarısı Allah’a, yarısı ise kula aittir. ‘’Ancak sana ibadet
eder, senden yardım dileriz’’(Fâtiha-5) ise hem kula, hem de Allah’a
aittir.(Ârif’ler burada tir tir titrermiş. Tercüman olan dil bütün azaların
adına konuşurken bir kusurunun yüzüne vurulacağı korkusunu yaşarmış)
Namaz melek, insan, hayvan, maden, bitki vb. gibi yaratılmışların
her birine farz kılınmıştır. ‘’Göklerde
ve yerde bulunan her şeyin ve kuşların Allah’ı tesbih ettiğini görmez misiniz?
Hepsi kendi salât’ını ve tesbihini bilmiştir’’ (Nûr-41)
İbn. Arabi Hz. der
ki; ‘’Allah bütün kâinat’ın namazını insanda CEM etmiştir(toplamıştır). Ayakta
kılınan namazda bütün duvarların, ağaçların sevabını alırsın, çünkü onlarda
halleriyke namaz kılarlar. Rükûya vardığında dört ayaklı hayvanların
ibâdetlerinin mânâsı, yere kapandığında ise sürüngenlerin ve bitkilerin
ibâdetlerinin mânâsı sende zuhur eder ve onların sevabını ve ibadetlerini
yüklenirsin’’.
Namaz, Kul’un Allah’a
Kalbî bir yönelişi olmasına rağmen, zâhiren de terk edilemez. Mesela, kayısı
çekirdeğinin sadece içi ekilirse kayısı çıkmaz. Kabuğu ile ekilmesi zorunludur.
Namaz da içtedir. Ama onu bir şekle sokmak zorunludur. Çünkü mânânın sûretle
bağlılığı vardır. Zâhirde namaz kılmayan hâkikatte de kılamaz.
Namaz’da kadın
ellerini göğsüne, erkek ise göbek/karın kısmına koyar. Çünkü namazda kadın
kalbini, erkek ise nefsini korumaya alır. Vücudun kalp sınırından üst tarafa
mânevi ve semâvi, alt kısmına da dünyevi sırlar yerleştirilmiştir.
İnsanda hem Rûh hem de
nefsi duygular mevcuttur ve bunlar devamlı bir cenk halindedir. Her ikisi de
diğerini tesiri altına almaya KALB’e tesir etmeye çalışır. Namaz anında bu cenk
daha da şiddetlenir. İşte bu durumda sağ el sol el üzerine bağlanarak kadın
kalbini, erkek ise nefsini koruma altına alır. Sonradan ellerin iki yana
salınması, nefsin mağlûp edilmesidir.
SABAH NAMAZI(SIR); ‘’RIZKIN’’ dağıtıldığı AN’dır.
ŞAHİTLİDİR. Çünkü gece ve gündüz meleklerinin huzurunda gerçekleşir. Gece
melekleri defterlerini toplarken, gündüz melekleri defterlerini açar. Sabah
namazının iki rekâtı FARZ’dır.
1. Rekât:
GECE-CELÂL-LÂ TAAYYÜN(Gayb)
2. Rekât: CEMÂL-GÜNDÜZ-TAAYYÜN(Dünya)
ÖĞLE NAMAZI(RÛH);
Dört rekât’tır. Zât, Esma, Sıfat ve Fiil’dir. Tam tecellidir.(Saat 12
hali/CEM)
İKİNDİ NAMAZI(KALP): Orta namazdır. Çünkü KALP
vücudun ortasındadır. Kalp; RÛH ile NEFS arasında Sırat-ı Müstakim’dir. Nefs
yaratılmış, Rûh ise emir alemindendir.
AKŞAM NAMAZI(NEFS): Akşam namazı, kendisindeki RÛH’un batmasından
dolayı NEFS’in payıdır. Allah sabah namazında ZÂT’ıyla bize tecelli eder. Akşam
namazında tekrar karanlığa dönüldüğünde, bizi farklılıklardan BİR’liğe iletir.
YATSI NAMAZI(TABİAT): Yatsı, tabiatın
vasıflarından olan uyku vaktidir.
VİTR NAMAZI: Akşam namazı gündüz namazının
vitridir. Vitir namazı ise, yatsı namazının vitridir. ‘’Allah TEK’tir, TEK’i
sever’’
Biz ise, çift olalım diye iki vitir namazını emretmiştir. ’’Her şeyi çift yarattık’’ (Zâriyât-49)
Biz ise, çift olalım diye iki vitir namazını emretmiştir. ’’Her şeyi çift yarattık’’ (Zâriyât-49)
CUMA NAMAZI: Cuma namazına gusül abdesti ile
gidilir. Guslün mânâsı KALP temizliğidir. Cuma, ÂDEM’in vücûdunun bir araya
geldiği gündür. Bu nedenle o güne CUMA(toplanma) denmiştir.
BAYRAM NAMAZI: Bayram senede iki kere gelir. Zira
oruçlu için iki ferahlık vardır. Bir ferahlık İFTAR sırasında(1. Bayram), bir
ferahlık RAB’bine kavuştuğu sıradadır(2. Bayram). Bu zamanda da kurban
kesilir(nefsin kurban olması/kurb-an/yakın olduğun an)
NÂFİLE NAMAZLAR: ‘’Bil ki, insanı Allah’a
yaklaştıran ameller ya FARZ’lardır veya NÂFİLE’lerdir. FARZ’ların yanında
NÂFİLE’lerin hiçbir itibar ve değeri yoktur. Vakitlerden bir vakitte farzlardan
bir farzı edâ etmek, bin sene nâfile edâ etmekten daha faziletlidir’’.
NAMAZ; RÛH’UN ALLAH’A
MİRÂC’IDIR VE ALLAH’IN KULUNU ANIP TENEZZÜL ETTİĞİ YEGÂNE İBÂDET ŞEKLİDİR.
(Resûlullah’a Mirâç’ta ‘’Bekle ya kulum, Râb’bin salât ediyor’’ nidası
gelmiştir)
NAMAZDA, ALLAH KARŞISINDA ‘’kulun cemaati’’(bütün
organlarının tek bir amaçta toplanması) HİÇ KUŞKUSUZ FARZ’dır. RÂB’bi(ismi) İLE BERABER NAMAZ KILAN HERKES, CEMAATTEDİR. ÇÜNKÜ ORGANLAR
CEMAATTİR VE HER ORGANIN BİR NAMAZI VARDIR.(Kalp,el,ayak,mide,göz,kulak,dil)
RESÛLULLAH; ‘’İkindi
namazının cemaatini kaçıran kimse, ailesini ve malını yitirmiş gibidir’’
demiştir. Çünkü cemaati kaçırmak baş sağlığını gerektiren bir
olaydır.(İkindi/ORTA/KALP namazı)
İMAN namazdan üstündür.
Namaz beş vakitte, İMAN ise her zaman farzdır. Namazsız İMAN olur, ancak İMAN’sız
namaz olmaz.
(Cemalnur Sargut, Gözümün nûru NAMAZ kitabından alıntıdır)