Hz. AHMET Allah’tan kendisine yardım, zafer ve kuvvet talep etti.
Cenab-ı Hakk ‘’Ya Ahmet yeryüzünde bunların ne itibarı var. Felek
Üzerinde olan aya bak ve onun alnını yar.Ben sana feleklerde ve Sema’da
Olan eşyayı itaat ettirdim.’’ Ayın ikiye ayrılmasına Devr-i Ahmed’i dendi.
Bu devirde zât ve sıfat’ın tecelli güneşi zahir oldu.
Peygamber zât’ıyla kendisine bağlananları ikiye bölüp MADDE VE MANAYI,
RAB VE KULLUĞU ayırdı.Böylece NEFSİNİ BİLEN RAB’BİNİ BİLİR sözünün
Manası ortaya çıktı.
İnsan Rab’binin yasak ve emirlerini öğrenince, Allah’ın hakkını ifa edince
Ve kulluk görevlerini yerine getirince kendi nefsini tanır.
Bütün makamları kendinde toplayan biri için makam yoktur. Makamlardan
Yükselen nefsini bilir.
KENDİ KİTABINI OKU DEMEK , Kalbinde gizli olan Hakk’ın emanetini bul
Demektir. Bu MARİFET’tir. Yani nefsini bilmektir. Kendi hakikatini ve
Amanetini bulan Rab’bini bilir, Rab’bini bilen nefsini bilir.
Allah’ı zevk yolu ile tanıyıp bilme ilmine MARİFET denir.
MARİFET varlıkların hakikatini ve ilâhi sırları bilme ilmidir.