5 Ocak 2024 Cuma

HİLÂL:

Sözlükte “yüksek sesle haykırmak; ortaya çıkmak, parlamak; sevinmek” anlamlarına gelen ve hell kökünden türeyen ‘’hilâl’’, ayın kavuşum öncesi ve sonrasında yeryüzünden uçları sivri ince bir yay gibi görünen şeklinin adıdır.

Sözlük anlamına bağlı olarak özellikle kavuşum durumundan sonra Ay’ı ilk defa görenlerin onu haber vermek için sevinçle haykırmaları sebebiyle Ay’ın ilk görülen şekline hilâl denildiği kaydedilmektedir. Nitekim hilâl ilk görüldüğünde tekbir almaya ihlâl, yüksek sesle kelime-i tevhidi söylemeye tehlîl, yeni doğan çocuğun hayat belirtisi olarak çığlık atmasına istihlâl denir. Her kamerî ayın başında kavuşum durumunun ardından incecik bir kavis şeklinde ilk defa görülen yeni aya bir-üç gecelik iken hilâl denildiği gibi her Ay’ın sonunda kavuşum durumundan önceki son iki gecedeki Ay’a da bu ad verilir. Bunların dışında kalan diğer gecelerde Ay’a kamer, kavuşum esnasında yeryüzünden görülemeyen durumuna da muhak denilir.

Vurulup, tertemiz alnından, uzanmış yatıyor.

Bir hilâl uğruna Ya Rab, ne güneşler batıyor. (Mehmet Akif Ersoy)

İstiklâl Marşımızda kullanılan ve bayrağımızda yer alan hilâl Türk Milleti için önemli bir semboldür. Hilâl demek istiklâl demektir. “Nazlı hilâl” ve “Şanlı hilâl” şeklinde İstiklâl Marşımızda geçen ve bayrağımızda yer alan hilâlin temsil ettiği mana iyi anlaşılmalıdır.  İstiklâl Marşı’nın kabul ediliş günü de yazılış günü de hesaplarıma göre hilâl gününe rastlar.

“Hilâl, baş ve sondur.’’ Hicri takvimde aylar doğuş hilâliyle başlar, batış hilâliyle sona erer. Ayın ilk ve son üç günü hilâldir. On kıta olan İstiklal Marşımızın başlangıcında da sonunda da hilâl vardır. Türk tarihinde önemli bir semboldür.

Allah, Lâle ve Hilâl’in ebced hesabında değeri 66’dır. Hilâl bu yönüyle tasavvufta ve edebiyatımızda Lâle gibi vahdeti, Allah’ın birliğini hatırlatır. Hilâli anlamayan dini, bağımsızlığı ve vatanı anlayamaz. Ayın ilk günlerindeki doğuş hilâlinin ve son günlerindeki batış hilâlinin bakış yönleri de önemlidir. Sola doğru baktığında bu umut ve doğuş hilâlidir. Sağa doğru baktığında ise batış hilâlidir. Hilâl gökyüzünde hiçbir zaman eksik olmaz. Batmasının ardından yeniden doğar. Hilâlin, ilâhi ve ilham veren böyle bir yönü var.

Ayın ilk üç günü görülen hilâlin ayın sonunda da hilâl olacağı bellidir. Kıyamete kadar da bu hilâl devam edecektir.  Hilâl bir semboldür ama duygu ve düşüncelerimizi dirilten ve geliştiren sembollerdir.  Sembollerle düşünerek duygu ve düşüncelerimizi güçlendirebiliriz. Dünya var oldukça doğudan batıya, kuzeyden güneye gökyüzünde her tarafta bir hilâl vardır. Dünyanın neresinden bakarsanız bakın, yeryüzün her tarafında hilâli görebilirsiniz. Hilâlin kıyamete kadar var olacağına bir şüphe yoktur.

Hilâl, Arapça kökenli bir kelimedir. İslâmiyet’te ayın değişik hareketleri ibâdetlerin başlangıcı ve bitişi olarak görülür ve farklı mânâlarda ifâde edilir. Hadislerde hilâl, daha çok oruç ve hac zamanının tespitiyle ilgili olarak geçmektedir.

Nitekim Hz. Peygamber, “Yüce Allah hilâlleri insanlar için vakit ölçüleri kıldı. 0 halde hilâli görünce oruca başlayın, onu tekrar görünce iftar edin” demiştir.

Kamerî ayların ölçü alındığı bu tür ibâdet ve muamelelerin zaman veya sürelerinin isâbetle tayin edilebilmesi, kamerî ayların başlangıçlarının doğru olarak belirlenmesine bağlı olduğundan hilâlin görülmesi İslâmî gelenekte öteden beri önemli bir yere sahip olmuştur.

Ayın evreleri içinde dolunay güzellik ve parlaklık, hilâl ise bunlarla birlikte yenilik, doğum ve taze hayat simgesi kabul edilir. Ay tarihte pek çok toplum tarafından tanrı sayılmış ve ayla ilgili birçok mit oluşturulmuştur. Türk mitolojisinde de bu türün örnekleri oldukça fazladır.

Hilâl mutluluk, sevinç ve dirilişin sembolüdür.

Hilâl motifinin bir sembol olarak VII. yüzyıldan itibaren İslâm dünyasında kullanıldığı ifâde edilmektedir.  Anadolu’daki Türk-İslâm mimarisinde hilâl karmaşık kompozisyonlar içinde yer alır. Hilâl şeklindeki bina alemleri (minare, kubbe ve sancak direği gibi şeylerin tepesinde bulunan ay yıldız veya Lâle gibi metal tepelik) en çok Osmanlılar döneminde kullanılmıştır.

XVI. yüzyıl ortalarında Batı’da yapılan Kanûnî Sultan Süleyman ve Hürrem Sultan gravürlerinde de hilâl motifine çokça yer verilmiştir. Bunlardan birinde pâdişahın resminin yanına üç hilâlli bir arma yerleştirilmiştir. Hürrem Sultan’ın giydiği elbise de hilâl motifleriyle süslüdür. Bir diğerinde pâdişah cuma namazına giderken elinde hilâl alemli bir âsâ taşır. Bir başka minyatürde ise Süleymaniye Camii’nin göründüğü bir kapının önünde ayakta duran pâdişahın arkasındaki kapıda başı hilâllerle süslü bir fil tasvir edilmiştir. Sancakta ve kapı üzerinde de hilâl bulunur.

Batıda Hristiyanlığın sembolü haç, doğuda İslâm’ın sembolü hilâldir.

Kızılay (Hilâl-i Ahmer) ile içki ve uyuşturucularla mücadele etme amacını güden Yeşilay (Hilâl-i Ahdar) gibi müesseselerin sembolü hilâldir. Bazen tek, bazen da bir veya birkaç yıldızla birlikte Azerbaycan, Cezayir, Kamerun, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Malezya, Moritanya, Pakistan, Singapur, Tunus, Türkmenistan gibi İslâm ülkelerinin bayrak motiflerinde de hilâl bulunur.

Hilâlin ibâdet takvimindeki rolü, Kur’ân-ı Kerîm (Bakara sûresi, 189) ve hadislerde Allah’ın âyetlerinden biri şeklinde gösterilmesi ve ona yemin edilmesi, ayrıca Hz. Peygamber’in Sa‘d b. Mâlik b. Ubeysır el-Ezdî’ye üzerinde hilâl bulunan bir sancak vermesi sebebiyle Müslümanlar tarafından İslâm’ın sembolü kabul edildiği söylenebilir.

Kaynak: Dr. Muhittin Eliaçık’ın “İstiklal ve Hilâl” konulu konferansı. Nebi Bozkurt, Diyanet İslâm Ansiklopedisi.

 ‘’Sana hilâl şeklinde yeni doğan ayları sorarlar. De ki: Onlar, insanlar ve özellikle hac için vakit ölçüleridir...’’ (Bakara sûresi-189)

‘’Sana hilal şeklinde yeni doğan ayları sorarlar…’’ Rûh nûrunun üzerine doğup parlatması sonucu kalbi doğuşları sana sorarlar. ‘’De ki: Onlar, insanlar….. için vakit ölçüleridir.’’ Allah yolunda amel etmenin, kalp beytini tavaf etmenin ve mârifet makamında vakfeye durmanın vâcip olduğu vakitleri belirleyen ölçülerdir.(İbnü’l Arabî Hz. Tefsir-i Kebîr Te’vilât)

‘’Hilâl’’ ayrıca İnsan-ı Kâmil’in sembollerinden biridir. Zirâ kâse şeklindeki Hilâl onun ilâhi lütfu alma işlevini sürdürürken, aynı zamanda boğanın boynuzları gibi onun ihtişamını, kâinatta bu lütfu idâre işlevini belirtmektedir. (Martin Lings/Ebubekir Siraceddin GERÇEK BİLGİ)

Kalplerimize Hilâl’in doğması dileğiyle…