TÖVBE
‘’Allah
tövbeyi çok kabul eden, çok esirgeyendir’’. (Bakara-37)
TÖVBE, DÖNMEK
DEMEKTİR. Tövbe hem kul, hem de Allah içindir.
Tövbe kula nisbet edilirse, GÜNAHLARDAN İTAATE,
Allah’a nisbet edilirse, CEZADAN MAĞFİRETE(Bağışlamaya)
dönüş anlamını taşır.
Allah tövbeyi emretmiştir. Çünkü Allah,
kullarının Rahmet’inden ümit kesmesini yasaklamıştır.
Tövbe
tıpkı sabun gibidir. Nasıl ki sabun insanı tüm kir ve pastan arındırırsa, tövbe
de insanın gizli kirlerini siler götürür. Eğer kul kötülüklerden döner, amelini
düzeltirse, Allah da onun durumunu düzeltir. Bu kuluna daha önce kaçırmış
olduğu nimetleri tekrar verir.
EL-TEVVAB; iyiliğinle kuluna dönen demektir. Duayı
vermekle, özür dilemeyi bağışlamakla, tövbeyi ise mağfiretle(Affederek)
kabul edendir.
İyi
ameller Hakk’ın divanında,
günahlar ise meleklerin divanında bulunur. Çünkü Hakk temizdir ve sadece
temiz şeyleri kabul edebilir. Meleklerin divanında bekletilen
günahlar, kulun tövbesiyle temizlendikten sonra Allah’a yükseltilir.Tövbe,
nefsin işlemiş olduğu kötülüklerden dolayı üzüntü duymasıdır.
ALLAH YOLUNA GİREN KİMSELERİN İLK MAKAMI TÖVBE’DİR. İNSANIN GÜNAH
İŞLEDİĞİNDE TÖVBE ETMESİ FARZ’DIR.
Tövbe,
üç unsuru birleştirir. Günaha pişmanlık, şimdiki hâlde günahı terk, gelecekte
de günah işlememeye niyet.
DÖNMEK ANLAMINDAKİ TÖVBE ÇEŞİT ÇEŞİTTİR. Örn: GÜNAHTAN İTAATE DÖNME:
Allah’a teslim olmak, şikâyeti terketmektir. TABİATTAN ŞERİATA DÖNMEK: Çirkin huylarımızdan;
Allah’ın istediklerini yapmaya, istemediklerini yapmamaya yönelmektir. ZÂHİRDEN BÂTINA DÖNMEK: Halk’tan
Hakk’a, yani hayal ve mâsiva olan dünyadan Yaradan’a dönmektir. Halk’tan Hakk’a
dönmek, Allah dışındaki her şeyden yüz çevirmektir.
Bir
de TÖVBE’ye TÖVBE vardır. Kul
günah işlemeye tövbe eder, tövbesini bozar, tekrar tövbe eder. Bu durumda TÖVBE’ye TÖVBE ,
tövbeyi gerektiren günaha tövbe
demektir. Ayrıca, kişi tövbesi nedeniyle nefsine bir değer atfederse, gerçekte
bir günah olan beğenmişlik duygusu ortaya çıkarsa böyle bir TÖVBE’ye
TÖVBE gerekir. ‘’Onlar dönsünler diye
Allah da onlara dönmüştür’’ (Tevbe-118) ayetinden anlaşılan, Allah
kendisine dönmediği sürece kulun tövbesinin geçerli olmayacağıdır. O zaman, ‘’TÖVBE’ye TÖVBE’’ kulun
kendi başına tövbe edebileceği iddiasından tövbe etmektir.
Tövbenin
anlamı; şimdiki zamanda
günahı bırakmak, gelecekte yapmamaya niyetlenmektir. Halbuki gelecek zamana
dönük böylesine bir kararlılık, MÛHAKKİK SÛFİLERE göre bir
edepsizliktir. Çünkü, insan Allah’ın ilminde tekrar günah işleyeceği
belirlenmiş kimselerden olabilir. Bu durumda kararlılık hükmü karşısında
ezilmek yerine, O’na karşı hükümranlık iddiası taşıyabilir. Bu durum onun
günahının katmerleşmesine yol açar. Birinci günah edepsizlik, ikincisi RAB’bi
ile yaptığı sözleşmeyi bozmaktır.
TÖVBE DE İNSANLARIN MERTEBELERİNE GÖREDİR. AVAM’IN (Sıradan insanın) TÖVBESİ; geçmişte yaptığı,
halen yapmakta olduğu hatalardan tövbe etmek ve ileride hata yapmamak üzere niyet
edip bu konuda kararlı olmaktır. HAVAS’IN (Seçkinlerin) TÖVBESİ İSE; KALP, Allah’ın
zikrinden gafil olduğu ve dünya nimetleri ve vesveselerinden etkilendiği
zamandır.
Allah’ın
kulundan beklediği, günahları kendine huy edinmemek için daima tövbe ve istiğfar
üzere bulunmasıdır. İnsanı Allah’tan uzaklaştıran günah değil, günahta ısrar
etmek ve tövbeyi unutarak şeytana uymaktır.
Allah
merhametlilerin merhametlisidir. Kulu dönüp tövbe ettikçe, iblis gibi
ısrar etmedikçe bakar, yine bakar, sonsuz olarak bakar, bir
oldu, iki oldu, nihayet üç oldu ‘’yetişir
artık’’ demez, sayısız olarak döner bakar, çünkü RAHİM(bağışlayan)dir.
Tövbe esasen rücu etmek, geçmiş asla dönmek demektir. Kula nispet edilirse;
günah halinden, asli düzgün haline dönmek, Allah’a nispet edilirse; öfkeden
Rahmet’e dönmek manâsındadır.
Yaratılış sırrında yatan en büyük hakikat, Allah’ın kuluyla RAB (terbiye edici, eğitici) diliyle konuşması, kulun ise mutlaka Allah’a dönmek için gayret içinde olmasıdır.
ANCAK GAYRET DE EZELİ NASİPLE ALAKALIDIR.
Rahmet’in üzerimize devamlı yağdığını hissedebilmek için dua, ibâdet, hatta yalvarmak gerekir. Allah ile irtibatta olan diridir ki, günahı lûtfa çeviren işte onlardır. İnsan; en büyük günah olan benliğini, kulluğa ve hiçliğe çevirmelidir.
TÖVBEKAR;
ALLAH'IN İLMİNDE GÜNAHA DÖNMESİ TAKDİR EDİLENLERDEN İSE, GÜNAH İŞLEDİĞİNDE İKİ
GÜNAHLI OLUR.
TÖVBEYE NİYET ETMEYEN TEKRAR GÜNAH İŞLEDİĞİNDE, TEK GÜNAHLI OLUR. ANCAK
GÜNAHI TERKE NİYET ‘’KUL İLE
RAB’Bİ ARASINDA BİR AKİD ‘’ ANLAMINI TAŞIR. KUL NİYETTEN SONRA
TEKRAR GÜNAHA DÖNERSE, HEM GÜNAH İŞLEDİĞİ, HEM DE RAB’Bİ İLE ARASINDAKİ AKDİ
BOZDUĞU İÇİN İKİ GÜNAHLI OLUR.
‘’Allah’a dönünüz’’ (Nûr- 31). ‘’Allah dönenleri sever’’ (Bakara-222).
‘’DÖNÜNÜZ’’,
yani dönünüz ve sizden çıkan bu fiili nisbet ettiğinizin kim olduğuna bakınız.
O zaman fiilin size değil Allah’a ait olduğunu anlarsınız. Çünkü fiil ZAT’tan
ayrılamaz.
SUFİ,
geçmiş ve gelecek günahlarla ve pişmanlıklarla uğraşmaz. O İbn’ül
Vakt’tir.(Vaktin çocuğu) AN’ı yaşar. Çünkü geçmiş hayal, gelecek ise
meçhuldür.Kim zamanını geçmiş ve gelecekle doldurursa AN’ı kaçırır.
KUL;
kendi hemcinslerinden biri kendisine bir kötülük, bir haksızlık yaptığında, bu
kötülüğe karşı iyilikle karşılık verir ve ona kötülükle mûkabelede bulunmaya
kalkışmazsa, yani bu şekilde Allah’a dönerse, bu kul ‘’TEVVAB’’ diye
adlandırılır.Yani Allah’ın ‘’iyilikle
kuluna dönen’’ ismini tam tecelli ettirir. Bu isme AYNA olur.
Sana
karşı kötü davranışta bulunanları affedersen, Allah’da kendisine karşı yaptığın
kötü davranışlardan dolayı seni affeder.
‘’Ey İman edenler! Allah’a nasuh bir tövbe
ile dönün’’(Tahrîm-8) NASUH; yırtıkları yamayan, delikleri
kapayan, bozuğu düzelten ve gedikleri dolduran samimi bir tövbe ile Allah’a
dönün. Çünkü herhangi bir makamın gediği, bozukluğu ve eksikliği, ancak ondan
daha yüksek bir makama yükselerek, ondan tövbe etmekle kapanır, düzelir ve
giderilir.
SONUÇ OLARAK GERÇEK TÖVBE MUHAKKİKLERİN
(Tevhid ehlinin) TÖVBESİDİR.
Allah kullarına tövbe etmelerini emretmiş olmasına rağmen TÖVBE, yani DÖNME ayrılmayı gerektirir. Bu ise kulun Rab’binden ayrılması demektir, bu da mümkün değildir. ‘’Her nerede olursanız O, sizinle beraberdir’’ (Hadid-4)
Mûhakkiklere
göre tövbe; kulun bir ilahi
isimden, başka bir ilahi isme dönmesidir. Örn. El- Muntakim (İntikam
alan) isminden, El- Gaffar (Ayıpları örten) ismine dönüş gibidir.
GERÇEK DÖNÜŞ (TÖVBE) ALLAH’ADIR.’’ ALLAH’A
DÖNÜNÜZ’’ (Nur- 31). ‘’DÖNÜŞ RAB’BİNEDİR’’ (Alak- 8). ‘’VARIŞ
RAB’BİNEDİR’’ (Necm- 42).
Sadakallâhül Azim. AMİN.
(C.Nur SARGUT- TÖVBE Kitabından)