7 Kasım 2017 Salı

TÖVBE

‘’Allah tövbeyi çok kabul eden, çok esirgeyendir’’. (Bakara-37)

TÖVBE, DÖNMEK DEMEKTİR. Tövbe hem kul, hem de Allah içindir.
Tövbe kula nisbet edilirse,  GÜNAHLARDAN  İTAATE,
Allah’a nisbet edilirse, CEZADAN MAĞFİRETE(Bağışlamaya) dönüş anlamını taşır.
Allah tövbeyi emretmiştir. Çünkü Allah, kullarının Rahmet’inden ümit kesmesini yasaklamıştır.

Tövbe tıpkı sabun gibidir. Nasıl ki sabun insanı tüm kir ve pastan arındırırsa, tövbe de insanın gizli kirlerini siler götürür. Eğer kul kötülüklerden döner, amelini düzeltirse, Allah da onun durumunu düzeltir. Bu kuluna daha önce kaçırmış olduğu nimetleri tekrar verir.

EL-TEVVAB; iyiliğinle kuluna dönen demektir. Duayı vermekle, özür dilemeyi bağışlamakla, tövbeyi ise mağfiretle(Affederek) kabul edendir.

İyi ameller  Hakk’ın divanında,  günahlar ise meleklerin divanında bulunur. Çünkü Hakk temizdir ve sadece  temiz  şeyleri  kabul edebilir. Meleklerin divanında bekletilen günahlar, kulun tövbesiyle temizlendikten sonra Allah’a yükseltilir.Tövbe, nefsin işlemiş olduğu kötülüklerden dolayı üzüntü duymasıdır.

ALLAH YOLUNA GİREN KİMSELERİN İLK MAKAMI TÖVBE’DİR. İNSANIN GÜNAH İŞLEDİĞİNDE TÖVBE ETMESİ FARZ’DIR.

Tövbe, üç unsuru birleştirir. Günaha pişmanlık, şimdiki hâlde günahı terk, gelecekte de günah işlememeye niyet.

DÖNMEK ANLAMINDAKİ TÖVBE ÇEŞİT ÇEŞİTTİR. Örn: GÜNAHTAN İTAATE DÖNME: Allah’a teslim olmak, şikâyeti terketmektir. TABİATTAN ŞERİATA DÖNMEK: Çirkin huylarımızdan; Allah’ın istediklerini yapmaya, istemediklerini yapmamaya yönelmektir. ZÂHİRDEN BÂTINA DÖNMEK: Halk’tan Hakk’a, yani hayal ve mâsiva olan dünyadan Yaradan’a dönmektir. Halk’tan Hakk’a dönmek, Allah dışındaki her şeyden yüz çevirmektir.

Bir de TÖVBE’ye TÖVBE vardır. Kul günah işlemeye tövbe eder, tövbesini bozar, tekrar tövbe eder. Bu durumda TÖVBE’ye TÖVBE , tövbeyi  gerektiren günaha tövbe demektir. Ayrıca, kişi tövbesi nedeniyle nefsine bir değer atfederse, gerçekte bir günah olan beğenmişlik duygusu ortaya çıkarsa böyle bir TÖVBE’ye TÖVBE gerekir. ‘Onlar dönsünler diye Allah da onlara dönmüştür’’ (Tevbe-118) ayetinden anlaşılan, Allah kendisine dönmediği sürece kulun tövbesinin geçerli olmayacağıdır. O zaman, ‘’TÖVBE’ye TÖVBE’’ kulun kendi başına tövbe edebileceği iddiasından tövbe etmektir.

Tövbenin anlamı; şimdiki zamanda günahı bırakmak, gelecekte yapmamaya niyetlenmektir. Halbuki gelecek zamana dönük böylesine bir kararlılık, MÛHAKKİK SÛFİLERE göre bir edepsizliktir. Çünkü, insan Allah’ın ilminde tekrar günah işleyeceği belirlenmiş kimselerden olabilir. Bu durumda kararlılık hükmü karşısında ezilmek yerine, O’na karşı hükümranlık iddiası taşıyabilir. Bu durum onun günahının katmerleşmesine yol açar. Birinci günah edepsizlik, ikincisi RAB’bi ile yaptığı sözleşmeyi bozmaktır.

TÖVBE DE İNSANLARIN MERTEBELERİNE GÖREDİR. AVAM’IN (Sıradan insanın) TÖVBESİ; geçmişte yaptığı, halen yapmakta olduğu hatalardan tövbe etmek ve ileride hata yapmamak üzere niyet edip bu konuda  kararlı olmaktır. HAVAS’IN (Seçkinlerin) TÖVBESİ  İSE; KALP, Allah’ın zikrinden gafil olduğu ve dünya nimetleri ve vesveselerinden etkilendiği  zamandır.

Allah’ın kulundan beklediği, günahları kendine huy edinmemek için daima tövbe ve istiğfar üzere bulunmasıdır. İnsanı Allah’tan uzaklaştıran günah değil, günahta ısrar etmek ve tövbeyi unutarak  şeytana uymaktır.

Allah merhametlilerin merhametlisidir.  Kulu dönüp tövbe ettikçe, iblis gibi ısrar etmedikçe  bakar, yine bakar, sonsuz olarak bakar, bir oldu, iki oldu, nihayet üç oldu ‘’yetişir artık’’ demez, sayısız olarak döner bakar, çünkü RAHİM(bağışlayan)dir. Tövbe esasen rücu etmek, geçmiş asla dönmek demektir. Kula nispet  edilirse; günah halinden, asli düzgün haline dönmek, Allah’a nispet edilirse; öfkeden Rahmet’e dönmek manâsındadır.

Yaratılış sırrında yatan en büyük hakikat, Allah’ın kuluyla  RAB (terbiye edici, eğitici) diliyle konuşması, kulun ise mutlaka Allah’a dönmek için gayret içinde olmasıdır.

ANCAK GAYRET DE EZELİ NASİPLE ALAKALIDIR.


Rahmet’in üzerimize devamlı yağdığını hissedebilmek için dua, ibâdet, hatta yalvarmak gerekir. Allah ile irtibatta olan diridir ki, günahı lûtfa çeviren işte onlardır.  İnsan; en büyük günah olan benliğini, kulluğa ve hiçliğe çevirmelidir.

TÖVBEKAR; ALLAH'IN İLMİNDE GÜNAHA DÖNMESİ TAKDİR EDİLENLERDEN İSE, GÜNAH İŞLEDİĞİNDE İKİ GÜNAHLI OLUR.

TÖVBEYE NİYET ETMEYEN TEKRAR GÜNAH İŞLEDİĞİNDE, TEK GÜNAHLI OLUR. ANCAK GÜNAHI TERKE NİYET  ‘KUL İLE RAB’Bİ ARASINDA BİR AKİD ‘’ ANLAMINI TAŞIR. KUL NİYETTEN SONRA TEKRAR GÜNAHA DÖNERSE, HEM GÜNAH İŞLEDİĞİ, HEM DE RAB’Bİ İLE ARASINDAKİ AKDİ BOZDUĞU İÇİN İKİ GÜNAHLI OLUR.

‘’Allah’a dönünüz’’ (Nûr- 31).   ‘’Allah dönenleri sever’’ (Bakara-222).

‘’DÖNÜNÜZ’’,  yani dönünüz ve sizden çıkan bu fiili nisbet ettiğinizin kim olduğuna bakınız. O zaman fiilin size değil Allah’a ait olduğunu anlarsınız. Çünkü fiil ZAT’tan ayrılamaz.

SUFİ, geçmiş ve gelecek günahlarla ve pişmanlıklarla uğraşmaz. O İbn’ül Vakt’tir.(Vaktin  çocuğu) AN’ı yaşar. Çünkü geçmiş hayal, gelecek ise meçhuldür.Kim zamanını geçmiş ve gelecekle doldurursa  AN’ı kaçırır.

KUL; kendi hemcinslerinden biri kendisine bir kötülük, bir haksızlık yaptığında, bu kötülüğe karşı iyilikle karşılık verir ve ona kötülükle mûkabelede bulunmaya kalkışmazsa, yani bu şekilde Allah’a dönerse, bu kul  ‘’TEVVAB’’ diye adlandırılır.Yani Allah’ın ‘’iyilikle kuluna dönen’’ ismini tam tecelli ettirir. Bu isme AYNA olur.

Sana karşı kötü davranışta bulunanları affedersen, Allah’da kendisine karşı yaptığın kötü davranışlardan dolayı seni affeder.

Ey İman edenler! Allah’a nasuh bir tövbe ile dönün’’(Tahrîm-8) NASUH; yırtıkları yamayan, delikleri kapayan, bozuğu düzelten ve gedikleri dolduran samimi bir tövbe ile Allah’a dönün. Çünkü herhangi bir makamın gediği, bozukluğu ve eksikliği, ancak ondan daha yüksek bir makama yükselerek, ondan tövbe etmekle kapanır, düzelir ve giderilir.

SONUÇ  OLARAK  GERÇEK  TÖVBE  MUHAKKİKLERİN  (Tevhid ehlinin) TÖVBESİDİR.

Allah kullarına tövbe etmelerini  emretmiş  olmasına  rağmen TÖVBE,  yani DÖNME ayrılmayı gerektirir. Bu ise kulun Rab’binden ayrılması demektir, bu da mümkün değildir. ‘Her nerede olursanız  O, sizinle beraberdir’’ (Hadid-4)

Mûhakkiklere göre tövbe; kulun bir ilahi isimden, başka bir ilahi isme dönmesidir. Örn.  El- Muntakim (İntikam alan) isminden, El- Gaffar (Ayıpları örten) ismine dönüş gibidir.

GERÇEK DÖNÜŞ (TÖVBE) ALLAH’ADIR.’’ ALLAH’A DÖNÜNÜZ’’ (Nur- 31). ‘’DÖNÜŞ RAB’BİNEDİR’’ (Alak- 8). ‘’VARIŞ  RAB’BİNEDİR’’ (Necm- 42).

YANİ HEPİNİZ  DAYANDIĞINIZ  ÖZEL İSİMDEN,  ALLAH  İSMİNE DÖNÜNÜZ. BU DA BÜYÜK BERZAH’LIK  (ASLA, KAYNAĞA DÖNÜŞ)  MAKAMIDIR. 

Sadakallâhül Azim. AMİN.

(C.Nur SARGUT- TÖVBE  Kitabından)