13 Nisan 2011 Çarşamba


EMANET VE HİKMET


''Allah emaneti dağlara ve taşlara emanet etti. Onlar kabul etmedi. Oysa insan kabul etti.Çünkü insan Cahil ve zâlimdir''. (Ahzâp sûresi-72)

Allah mevcudatı yarattıktan sonra İNSAN’ı  yarattı ve ona  EMANET’i yükledi. Ve ona mevcudata bakması için akıl ve fikir verdi. Ayrıca İnsana mevcudata  o  EMANET  ile tasarruf  (Hakimiyet) etme gücünü verdi. Bunu da her hak sahibine  hakkını versin diye verdi. Âlem bir bütündür.

Alemin her bir parçası insan için bir EMANET’tir. Emanetler çok sayıdadır. Emanetleri geri vermek için özel vakitler vardır. Her vakitte o emanetlerden biri geri iade edilir. Ekmekte , suda, bütün yiyecek ve içeceklerde, bütün giyeceklerde ve oturulacak yerlerde insanı şaşırtan  latif Ruh'lar vardır. Bunlar o şeyin hayat ve ilim sırrıdır. Rab'bini teşbih edişidir. Ayrıca  Rab'bini müşahade Hazretinde menzilinin yüceliğidir. Bütün bu Ruh'lar bu hissedilen sûretlerde birer Emanettir.

Ve bu suretler gölge varlık olan insan vücudunun içinde konulmuş olan Ruh'a Ruh'larını verirler.
Varoluşlarının çeşitli aşamalarında bir halden , başka bir hale dönüşürler, soyunurlar, giyinirler dolap gibi kürelerinin dönüşüyle ta ALİM  ve  HAKÎM  olan Allah’ın dilediği ana kadar döner dururlar.
İnsan yaratıklar üzerinde HÂKİM’dir. Allah Alem’e hükmetme özelliğini  insana İlahi  ve Rahmani bir güç olarak vermiştir. Çünkü ancak Allah’ın sıfatı Âleme hükmeder. Allah’ın isim ve sıfarlarını taşıyan insan, yaratıklarına hükmederken Allah’ın sünnetinin dışına çıkmaz.

Bütün  MEVCUDAT   Allah’ın insanın eline arz ettiği  bir EMANET’tir. İnsan  o EMANET’in hakkını verdiği zaman SUFİ , vermediği zaman CAHİL  ve  ZALİM  oluyor.

Çünkü ZULÜM  ve  CEHALET ,  HİKMET’in  zıddıdır. HİKMET  özel bir bilgiyi bilmektir.
HİKMET – Hüküm  veren, Kendisi ile hüküm verilen, Kendisi üzerinde hüküm verilimeyen sıfattır. HİKMET  ehli  HAKİM’dir. Çünkü  o Hüküm verir. HİKMET  DÜZEN  İLMİDİR.

HER ŞEYİ  YERLİ  YERİNE  KOYAN, HER ŞEYE  HAKKINI  VEREN  ALLAH  HAKÎM'DİR.

Her şeyi gözeten, varlıkları ve eşyayı yerli yerine koyanın  ALLAH  olduğunu bilen kişi HİKMET sahibidir. HİKMET sahibi baktığı kişinin mezhebine değil , özüne yani HAKİKATİNE bakar. Ayın dünyaya bakan yüzü, yani kişinin mezhep ve huyları onu daima eksik gösterir.
Bizi ilgilendiren onun GÜNEŞ’e yani YARATICISINA  bakan yüzüdür.

HİKMET’te   amel  vardır. İLİM’de  bu  yoktur. İLİM  GENEL, HİKMET  ÖZEL’dir.

O nedenle HİKMET;  MARİFET  ve  BİLGİ’den  üstündür.

ÇÜNKÜ  HİKMET KALBE  İNDİRİLMİŞTİR.

‘’Gerçekte Allah size  EMANETLERİ  ehline vermenizi  ve  insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi   emreder''. (Nisa sûresi- 58 )

Adaletli  olanlar ve HİKMET  sahibi olanlar, adaletli davranırlar ve zulüm  yapmazlar. Çünkü HİKMET bütün  MEVCUDATI kaplar.

ÇÜNKÜ  MEVCUDAT  ALLAH’ın  YERLİ  YERİNE  KOYDUĞU  HERŞEYDİR.