13 Nisan 2011 Çarşamba

SÜKUNET

Dünya ve ego karşısında ilgisizlik, Allah’ın karşısında ise sükuttur.
Süküt TEVHİT noktasıdır.Bu seviyede olan insana Allah ve Melekleri SALAT (Merhamet) eder.
Biz hudutsuz ve sonsuz olan ALLAH’ın değil yaradılış aleminin bir parçasıyız. 
İSLAMDA  BUNA  HAK  DENİR.
Yaradılışın bütünü HAKİKAT-I  MUHAMMEDİ’dir. Bu da Peygamberimizde zuhur etmiştir.
Birlik aleminde planlanmış insan, ikilikte ortaya çıkınca mutlu olmaz.
Savaşın ve huzursuzlukların sebebi budur.Kişi ancak  kendi  ismini ve yaradılış gayesini idrak edince ve birliği görünce huzura erer.
Kainatın zerrelerinin vücudunda olan cenk ile , mahlukatın zerrelerinde ortaya çıkan zıtlıklar gizli bir cenk meydana getirir.
ÇÜNKÜ MANADA ASLI OLAN BİR EŞYANIN , DÜNYADA DA  BİR SURETİ VARDIR.
HER MADDİ  VARLIK  BİR  MANEVİYATI  İŞARET  İÇİN  VÜCUT  GİYMİŞTİR.
İnsan  kendi  varlığında sükunu  temin etmedikçe, başkalarıyla veya başkalarının birbiriyle sulhunu umut etmemelidir.
BİRLİĞE   VARMADAN  ZITLIKLARDAN  ve  CENK’ten  KURTULMAK MÜMKÜN DEĞİLDİR.
ALLAH  fiiliyle, sıfatıyla, zatıyla, ZAHİR  ve BATINI  ile İNSAN’da zuhur etmiştir.
ALLAH’ın  KEREMİ,  ZULMU,  GAZABI her şeyi   İNSAN’a  yine  İNSAN’a ulaşır.  
KİŞİ BUNA  ALET’tir.
İşte insan bu tasarrufu (bu  hali) kendisinden veya karşısındakinden bildiği , bendendir, ondandır dediği an  nefsine zulmetmiş oluyor.
ZULUM- Bir şeyi yerli  yerine  koymamaktır.

RUH  saf  ve  katışıksız,NEFS  ise RUH  tarafından RAB  ismi ile  terbiyeye muhtaç Ulvi  ve  süfli olabilecek bir yapıya sahiptir.TEKAMÜL için gereklidir.

İnsan kendini tanımak için önce nefsini tanımalıdır. Nefsini bilen RAB’bini  bilir. İlim nefsini  bilmektir.

İLMİM ÖZÜ  TEVHİD , AMELİ  ÖZÜ  İSE  İSTİKAMETTİR.